CÜMLE
ANLAMI VE YORUMU
Cümle Nedir?
Cümle, genel manada
yargı bildiren söz ya da söz dizisidir. Cümle yargı birimidir. Bir cümlede en
az bir yargı bulunmalıdır, birden fazla yargı bulunabilir.
Temel
Kavramlar
Nesnellik
Kişiden kişiye
değişmeyen, genel evrensel geçerliliği olan, objektif ve kanıtlanabilir
yargılardır. Doğru veya yanlış olabilir. Duygusallık, öznel yorumlar ve
kişisellik yoktur. Kesinlik vardır.
“Türkiye’nin en yüksek
dağı Ağrı Dağı’dır.”
“Dünya nüfusu gittikçe
artıyor.”
“Romanda çarpık kentleşme
ele alınıyor.”
Cümleleri nesnel
anlatımlı cümlelere örnektir.
Öznellik
Bireylere göre
değişkenlik gösterebilen, zorunlu verilerle kanıtlanamayan yargılardır. “Bana
göre, bence” anlamı taşır. Tartışmaya açıktır. Söyleyenin şahsî fikirlerini
içerir, sübjektiftir.
“Çarpıcı bir dil,
etkileyici bir üslûp, akıcı anlatım, usta söyleyiş, ilginç konular…” bu
örnekler öznelliğe örnektir.
Eleştiri
Enine boyuna detaylı
yorum içerir. Kişi, olay ya da eseri, eksik ve üstün yanlarıyla ortaya
koymaktır. Sadece olumsuz eleştiren bahsedilmez; eleştiri, genel itibariyle bir
değerlendirmedir. Fakat günümüzde daha çok olumsuz eleştiri yaygın olarak
kullanılmaktadır. Kişinin kendi olumsuz yönlerini değerlendirmesine öz eleştiri denir.
Değerlendirme
Eleştiriye benzerdir.
Bir kavramı ele alıp onu tartıp onun hakkında olumlu veya olumsuz bir kanıya
varmaktır. Nasıl olması gerektiği, neyinin eksik olduğu veya neyinin iyi olduğu
anlamları ön plana çıkar.
Not:
Değerlendirme, daha çok sanat, sanatçı ya da sanat eseri hakkında olmalıdır.
Türkçe sorularında değerlendirme bu çerçevede daha sık ele alınır.
Değerlendirme öznel veya nesnel olabilir.
Yorum
Anlatıma duyguların
katılmasıdır. Öznel cümlelerde genellikle bulunur.
“yorgun yapraklar,
hayran olunası manzaralar, etkileyici sergi, mide bulandırıcı insan…” yoruma
ilişkin örneklerdendir.
Yorum, bir çeşit
düşünce yürütmedir. Kişisel düşüncelerin, öznel algılamaların sergilenmesidir.
İçerik
Yapıtın konusuna
“içerik” denir. Yapıtın özüdür. Eserde anlatılan olay, varlık veya kavramdır. “Ne anlatılıyor?” sorusunun eserdeki
cevabıdır.
“Bu roman Kurtuluş
Savaşı yıllarını yansıtıyor.”
“Bu kitapta, insan
sevgisini işleyen küçük öyküler bulmak mümkün.”
“Eserin omurgasını ülkemizde
son yıllarda yaşanan büyük olaylar oluşturuyor.”
Üslûp
(Biçem)
Bir yapıtta yazarın
anlatım biçimine, dili kullanım yöntemine veya anlatım tarzına üslûp denir. “Nasıl anlatılıyor?” sorusunun cevabı
üslûbu verir. “Sözcük seçimi, cümle yapısı, devrik veya uzun cümleler kullanma,
yerel söyleyişlerden yararlanma, folklorik anlatım tarzı kullanma, akıcı, duru,
çetrefilli bir anlatımı olma, masalsı anlatım, süslü söyleyiş, yalın dil…” gibi
örnekler üslûba ilişkin örneklerdir.
Karşılaştırma
İki (çoğunlukla) ya da
daha fazla kavramı, benzer veya farklı yönleriyle ele almaktır. “-den, daha,
en, -e göre, -e oranla, -e nazaran, -iken … ise, kadar” gibi ekler ve sözcükler
karşılaştırma amacıyla kullanılabilir.
Neden-Sonuç
Eylemi gerekçesiyle
birlikte vermeye denir. “Çünkü” anlamını taşıyan cümleler barındırır. “Neden”
anlamını taşıyan cümlede genellikle belirtilen yargı gerçekleşmiştir.
Neden-sonuç cümlelerinde, neden-sonucu bildirecek ek ya da sözcük olma
zorunluluğu yoktur.
“Ben yârime gül demem;
gülün ömrü az olur.” Örneğinde neden sonuç bildirecek herhangi bir ek ya da
kelime olmamasına rağmen cümle neden-sonuç anlamı vermektedir.
“Sizinle sinemaya
gelmeyeceğim, evde önemli bir işim var.”
“Bugün Pazar olmasaydı
tüm kitapçılar açık olurdu.”
“Yöneticilerin
sözlerinde durmamaları, güven kaybına yol açıyor.”
“Planlı çalıştığından
başarılı oldu.”
“Uyanamadığı için derse
geç kaldı.”
Varsayım
Olmamış bir olayı
geçici olarak olmuş gibi kabul ederek o bakış açısıyla olayı değerlendirmektir.
“Tut ki, diyelim ki, farz et ki, varsayalım ki, bir an … düşün” gibi kalıplarla
oluşturulabilir.
Koşul
Eylemin gerçekleşip
gerçekleşmemesi ön şarta bağlıdır. Öne sürülen durum gerçekleşmezse, yargı da
gerçekleşmez. Bu durumdan anlaşılacağı üzere koşul cümlelerinde belirtilen
yargı henüz gerçekleşmemiştir. Yargı ön duruma bağlıdır.
“-se, -di mi, -meden,
-dikçe, -mek üzere, -ama, -fakat, -lâkin, -yalnız, -yeter ki” ile koşul anlamı
cümleye kazandırılabilir.
“Neşeli ol ki genç
kalasın.”
“Ağladıkça dağlarımız
yeşerecek.”
Amaç-Sonuç
Birinci yargı ikinci
yargının amacıdır. Neden-sonuç ilişkisindeki sonuca yol açan neden
gerçekleşmemişse cümlede amaç-sonuç ilişkisi ortaya çıkar. Bu ilişkide amaç,
henüz gerçekleşmemiş olandır. Sonuç ise gerçekleşmiş ya da gerçekleşmek
üzeredir.
“-mek için, -mek
maksadıyla, -mek amacıyla..” ile kurulabilir.
Açıklama
İlişkisi
Neden-sonuç ilişkisinin
tersidir. Birinci yargı sonucu, ikinci yargı nedeni verir. “Çünkü, demek ki,
öyleyse, anlaşılıyor ki, şu hâlde diyebiliriz ki, böylelikle…” tarzında
sözcüklerle açıklama ilişkisi kurulabilir. Açıklama ilişkisinde gerekçe anlamı
bulunabilir.
Zaman
İlişkisi
Bir birim, diğerini
zaman ilişkisiyle tamamlayabilir. Zaman bildiren ulaçlarla yapılır.
“Seni düşünürken
gökten yıldız kayar.”
“Her gelişinde
bize uğrardı.”
“Bize geldikçe
hediye getirir.”
“Kitap okuma
saatinde sınıfta ses çıkmamalıdır.”
“İzmir’e geldiğim
yıl onun tanıştık.”
*“Yarın erken kalkacağım”
örneğinde zaman kavramı var, ancak zaman ilişkisi yoktur.
*”Ağaç yaşken eğilir”
atasözünde gerçek anlamda durum ilişkisi söz konusuyken mecaz anlamda zaman
ilişkisi söz konusudur.
Durum
İlişkisi
Sonucun ne şekilde ve
nasıl gerçekleştiğini, gerçekleşeceğini veya gerçekleşmediğini bildirir.
“Nasıl?” ve “Ne
şekilde?” sorularıyla bulunur. Durum ulaçlarıyla yapılır. Bunlara örnek olarak “-ken, -erek, -meden,
-meksizin” verilebilir.
“Durmaksızın
yürüdük.”
Öneri
Cümlesi
Bir konuda tavsiyede
bulunma, yol göstermedir. Herhangi bir şeyde görülen eksikliğin nasıl
giderilebileceğini bildirebilir. Bu anlamda, dilimizde, “salık vermek” deyimi
vardır.
Tanım
Cümlesi
Bir kavramın ne
olduğunu belirleyen ve kavramı ayırıcı özellikleriyle ortaya koyan cümledir. Tanım
cümleleri “Bu nedir?” ve “Neye denir?” sorularına yanıt verir. Olumsuz olarak
kurulmuş tanım cümleleri de bulunabilir.
“Sanat, yaşamı yüceltme
ve daha anlamlı kılma çabasıdır.”
Ön yargı
Sonuçlanmamış bir durum
hakkında önceden edinilen olumsuz düşünceye ön yargı denir. Dilimizde “peşin
hüküm vermek” deyimi ön yargıyı ifade etmektedir. Ön yargı cümlelerinde sonuç
muhakkak gerçekleşecek gibi yorum yapılır.
“Türkiye AB’ye
giremez.”
“O gelmeyecek
biliyorum.”
Yakınma
Bir durumdan şikâyet
etme, sızlanmadır.
“Bir kere de beni
dinlese…”
“Sanki ondan yardım
istedim!”
Hayıflanma
Bir olaydaki üzüntülü
ve hoş olmayan hâl için kendi kendine acınmak, yerinmek ve
yazıklanmaktır.
“Bir türlü başarılı
olamıyorum.”
Not:
Yakınma ve hayıflanma cümleleri arasındaki temel fark, yakınma cümlelerinde
yakınan kişi kendisinden farklı bir olay, kişi ya da durum hakkında sitemde
bulunurken hayıflanma cümlelerinde kişinin kendi kendine, kendi eksikliğine
yerinmesi söz konusudur.
Olasılık
(Tahmin, İhtimal)
İlettiği yargının
gerçekleşmesinin veya gerçekleşmemesinin olabilirliğini anlatan cümlelerdir.
Olayın sonucu ile ilgili bir fikir yürütme ve çıkarımda bulunma manası taşır.
Tasarı
(Plan)
Gerçekleşmemiş, ancak
gerçekleşmesi düşünülen fikir ve amaçlardır.
Kaygı
Gerçekleşmesi muhtemel
olumsuz bir olay karşısında önceden korkuya kapılmak, endişelenmektir.
Alçakgönüllülük
Kişinin kendisinin
beğenilecek ve hoş karşılanacak özelliklerini abartmama ve bunlarla övünmeme
davranışıdır.
Takdir
Etme
Beğeni cümleleridir.
Hoşa giden davranışı övmektir.
Üslûba
İlişkin Bazı Kavramlar
Yoğunluk
(Özlülük)
Az sözcükle çok şey
anlatma, özlü bir anlatıma sahip olmaktır. Cümlelerin derin anlamları bulunur.
Atasözleri, özdeyişler ve aforizmalar yoğun anlatıma sahiptir.
Yalınlık
(Sadelik)
Süsten ve zorlamalardan
uzak, açık ve kolayca anlaşılabilen anlatımdır.
Açıklık
Anlam belirsizliğinin
bulunmadığı anlatımdır.
Duruluk
Gereksiz ifadelere yer
vermeyen, anlaşılması kolay, önemsiz söz oyunlarının bulunmadığı anlatımdır.
Doğallık
İçinden geldiği gibi
anlatmaya denir. Zorlama ve yapaylık, özentilik görülmez. İçtenlik ve samimilik
vardır.
Akıcılık
Okuru sıkmama,
kolaylıkla okunabilme, ilerisini merak ettirme özelliğidir.
Kalıcılık
Çağını aşma, zamana
yenik düşmeme, eskimeme özelliğidir. Çağlar ötesine seslenilir. “Yarını
yakalamak” ve “Yarınlara kalmak” deyimleri dilimizde kalıcılığı anlatır.
Özgünlük
Farklı ve benzersiz,
kendine özgü, kendi has olmaktır. “Nevi şahsına münhasır” sıfatı dilimizde
özgünlüğü anlatmaktadır. Aynı zamanda, içinde yenilik kavramını da barındırır.
Edebiyat platformlarında ilk kez boy gösteren ve özgün olan kişi, anlaşılacağı
üzere bir yeniliğe sahip olur. “Sıra dışı” ve “marjinal” tanımlamaları da
özgünlüğü anımsatır. Özgünlük, kendine ait, yeni bir yol çizmektir.
Evrensellik
Her çağda, her insan
için geçerli olan konular için kullanılır. Bu konular aynı zamanda yazarın
kalıcılığı yakalamasında önemli rol oynayabilir. Sevgi, aşk, barış, hüzün gibi
konular evrensel konular içerisinde yer alabilir. Bunlar sadece bir topluma
özgü olmayıp dünya genelinde edebiyatçıların eserlerinde yer verdiği
konulardandır.
Ulusallık-Yerellik
Yalnızca belli bir
topluma özgü niteliklere ve betimlemelere yapıtta yer vermektir. Ulusal
betimlemeler, ilgili toplumun kültürü, halkı ve yaşayış tarzı hakkında önemli
ipuçları sağlar, yaşanılan toprağın rengini yansıtır.
İmge
Yazınsal yapıtlarda
yansıtılmak isteneni daha canlı, daha etkili ve görünür kılmak maksadıyla
mecazî veya benzetmeli yollarla zihinde canlandırmak istenen görüntüdür. Görsel
hafızaya daha çok hitap eder.
Bakış
Açısı
Kişinin belli bir olayı
ya da konuyu kendine ait yönlerden ele alıp değerlendirmesidir. Yazarın dünya
perspektifidir. Bakış açısı çeşitli sosyal, kültürel, dinî ve politik
duruşlardan etkilenir. Bu durum yazarın eserlerine yansıyabilir.
Ahenk
Dizeyi ve düz yazıyı
oluşturan cümleleri ses özelliklerine göre uyumlu bir şekilde sıralamaktır.
Biçim
Yazınsal yapıtta
öğelerin birbirine bağlanarak meydana getirdiği düzendir. Yapıtın formudur.
Cümle
Anlamı
Eş
Anlamlı Cümleler
Aynı duygu ve düşünceyi
yansıtan cümlelere denir.
Yakın
Anlamlı Cümleler
Anlamca aynı doğrultuda
olan cümlelere denir. Cümlelerin olumsuz biçimiyle de yakın anlamlısı
oluşturulabilir.
Karşıtlık
İçeren Cümleler
Taban tabana zıt
anlamlar içeren cümlelerdir.
Çelişkili
Cümleler
İki cümle arasında veya
daha fazla sayıda cümle arası anlam tutarsızlığı bulunabilir, bu durum bir
çelişki oluşturur. Çelişkili cümleler birbirine tamamen zıt olmayabilir.
Cümle
Tamamlama
Düşüncenin akışı, bir
cümlede söylenmek istenen yargının yönünü ve niteliğini aşağı-yukarı ortaya
koyar. Belli bir bölümü boş bırakılmış cümleler o cümledeki sözcüklerin anlam
özelliklerinden yararlanılarak tamamlanabilir.
Cümlenin
Ana Düşüncesini Bulma
Cümlenin bütününde
ortaya atılan genel fikir, cümlenin ana düşüncesidir.
Düz
Anlatımlı Cümleler
Herhangi bir kişinin
sözünü olduğu gibi anlatmaya denir. Doğrudan anlatımlı cümleler de denir.
“Atatürk, “Hayatta en
hakiki mürşit ilimdir, fendir” demiştir.”
Dolaylı
Anlatımlı Cümleler
Bir kişinin sözünü
anlam değişmeyecek biçimde değiştirerek aktarmaya denir.
“Atatürk, hayatta en
hakiki mürşidin ilim ve fen olduğunu söylemiştir.”
Parçaya
Dayalı Cümle Anlamı Soruları İçin Bilgi
Bu tür sorularda
cümleler arasındaki bağlantılar çok iyi kavranmalı, iyi yorumlanmalıdır.
Cümleler arasındaki “neden-sonuç, en genel yargı, açıklama” vs. ilişkilerin
yanı sıra soru kökünde yöneltilebilecek olan “hoşgörülülük, beğeni” vs.
kavramların iyi yorumlanması beklenmektedir.
Hazırlayan:
Necdet Ersöz (Ulaşım:
www.twitter.com/ErsozNecdet)
Kaynaklar
Tüm Türkçe yazılarında
seçkin üniversiteye hazırlık kitapları, üniversite ders kitapları, güvenilir
internet siteleri, bazı dil bilgisi makaleleri ve TDK resmî sitesi kaynak
olarak kullanılmaktadır.
Yorumlar
Yorum Gönder